31 Temmuz 2015 Cuma

DONDURULMUŞ YOĞURT (FROZEN YOGHURT)

Herkese merhaba,
Bugün sizlere dondurulmuş yoğurt tarifi vereceğim. Son birkaç yıldır dondurulmuş yoğurt oldukça popüler, özellikle tatlı niyetine sıkça tüketiliyor. Eğer dikkat ettiyseniz birçok alışveriş merkezinde meyvelerle, kuruyemişlerle ve şekerlemelerle çeşnilendirilip satıldığını göreceksiniz. Aslına bakarsanız oldukça lezzetli ve hafif bir tatlı alternatifi.. Bu sebeple ben de size yaz mevsiminde çok rahat tüketebileceğiniz dondurulmuş yoğurt tarifini vereceğim ki siz de bu zevkten maruz kalmayın..

Malzemeler (5 kişilik)

1 kilo yoğurt
1 çay bardağı toz şeker
1 paket vanilin ya da birkaç damla vanilya

Yapılışı:

Öncelikle yoğurdunuzu bir tülbent ya da bez yardımıyla biraz süzmenizi tavsiye ederim. Eğer çok sıvı bir yoğurt kullanırsanız yoğurt donduğunda içinde buz parçacıkları olacaktır. Direkt süzme yoğurt satın alırsanız da ekşi ve yoğun bir yoğurt olacaktır, bu sebeple en iyisi evde hafifçe süzmek. Süzülen yoğurdun içerisine şekeri ve vanilyayı ekleyin. Eğer çok tatlı seviyorsanız şeker miktarını artırabilirsiniz. Bunun yanı sıra farklı aromalar ya da renkler katmak istiyorsanız da 1 yemek kaşığı Malibu ya da 2 yemek kaşığı kakao da ekleyebilirsiniz.
Sıra geldi yoğurdumuzu çırpmaya. Çırpmak yoğurda hem daha pürüzsüz ve akışkan bir kıvam verecektir hem de yoğurt içerisinde hava kabarcıkları oluşmasını sağlayacaktır bu da bize dondurma hissi verecektir. Ben karışımı 3-4 dakika çırptıktan sonra Tefal'in "Gelato" yani dondurma yapma makinesinde 20 dakika boyunca dondurma kıvamına gelene kadar tuttum. Sizin evde makineniz yoksa karışımı direkt buzluğa atıp 5 dakika da bir çıkarıp çırparak tekrar buzluğa atabilir ve bu işlemi 5-6 kez, yoğurt iyice kıvam alana kadar tekrarlayabilirsiniz ve daha sonra da 2 saat dondurucuda tutabilirsiniz.
Yoğurt iyice soğuduktan ve yumuşak bir dondurma kıvamına geldikten sonra dilediğiniz meyveyle, bisküviyle, kuruyemişle, hatta nutellayla bile lezzetlendirip servis edebilirsiniz.

Ben servis ederken ahududu, nutella ve petibör bisküvi kullandım, leziz oldu :)


24 Temmuz 2015 Cuma

BAHARATLI EV LİMONATASI

Herkese yeniden merhaba,
Tatil dolayısıyla verdiğim uzun aradan sonra tekrar sizlerleyim. Evet gittim, hem de uzun bir süreliğine ama dönüşüm muhteşem oldu. Harika ve farklı bir limonata tarifiyle karşınızdayım. Bu limonata oldukça ferahlatıcı, lezzetli ve aromatik açıdan tatmin edici.
*Ben bu tarifte şeker kullanmadım. Ancak siz şekerli limonata seviyorsanız, limonatayı hazırlarken içerisine dilediğiniz miktarda şeker ekleyebilirsiniz. Hemen malzemelerle başlıyoruz..

Malzemeler

5 adet limon
2 litre su
3 yemek kaşığı bal
1 adet kabuk tarçın
3-4 adet karanfil
3-4 adet tane karabiber
3-4 adet tane kakule
Bir ufak tutam safran (isteğe bağlı)
Taze fesleğen ve nane yaprakları

Limonatanın Hazırlanışı:

Bu limonatanın kaynatılarak hazırlanan bir tarif olduğunu şimdiden söylemeliyim, ona göre tencerenizi, süzgecinizi hazırlayınız efendim.
Öncelikle 3 adet limonun kabuğunu çok ince bir katman halinde soyuyoruz. Kabukların altında kalan beyaz kısmı 5 limondan da tamamen ayırıyoruz. Neden diye sorarsanız; bu kısımları ayırmamız gerekiyor, eğer ayırmazsak limonataya acı bir tat vereceklerdir ve bu bizim hoşumuza gitmeyecektir.. Limonları dörde bölüp bir tencere içerisine alıyoruz. 3 adet limondan soyduğumuz limon kabuklarını da tencereye koyuyoruz. Tarçını, karanfili, karabiber ve kakule tanelerini ekleyip üzerine 2 litre suyumuzu koyuyoruz ve kaynaması için ocağa alıyoruz. Kaynamaya başlayan limonatayı 15 dk fokurdatıyoruz. Dilerseniz bu evrede safranı da ekleyip 2-3 dakika daha kaynatıp altını kapatabilirsiniz. Altını kapattıktan sonra içerisine balı ekleyip karıştırıyoruz ve daha sonra soğumaya bırakıyoruz. Soğuyan limonatayı bir süzgeç yardımıyla süzüp büyükçe bir şişeye alıyoruz ve kabuk tarçını da içerisinde bırakıyoruz. Limonatayı hemen servis edebilirsiniz ancak 1 gece buzdolabında beklettikten sonra kullanırsanız lezzeti daha iyi oturmuş olacaktır.


Bu limonatayı konsantre içecek gibi düşünebilirsiniz çünkü tadı oldukça yoğun oluyor. Ben servis ederken yarı yarıya soda+limonata şeklinde hazırladım. Dilerseniz bardağı buzla doldurup üzerine limonatayı ekleyerek de sunabilirsiniz. Limonatayı servis ederken içerisine taze fesleğen ya da nane yapraklarından koyup limonatanın lezzetini daha da artırabilirsiniz :)

13 Temmuz 2015 Pazartesi

KABAKLI CARBONARA

Merhaba kıymetli okuyucularım,
Gördüğünüz gibi tariflerime İtalyan lezzetleriyle devam ediyorum.
Bu tarifi yapmamda bana ilham veren halis muhlis Carbonara'yı Roma'da İspanyol Merdivenleri'nin karşısındaki Cucina & Vista'da yemiştim.
Carbonara, sosunda bol miktarda yumurta sarısı kullanıldığı için oldukça ağır bir makarna çeşidi. Ben biraz daha hafif ve sebzeli bir versiyonunu anlatacağım, biraz daha Türk damak zevkine uygun hale uyarlanmış bir tarif olacak. Tarifi anlatmaya hemen başlıyorum :)

Carbonara genelde spaghetti ile yapılır ancak
kabaklarla uyum sağlaması için Castellane kullandım.

Malzemeler

1/2 paket makarna
1/2 paket krema
2 adet yumurta sarısı
1 ufak kase ince eski kaşar rendesi
1 adet kabak
2 diş sarımsak
3 yemek kaşığı zeytinyağı
Tuz-karabiber

Yemeğin Hazırlanışı:

Her zaman yaptığımız gibi makarnayı bolca tuz attığımız kaynayan suda pişirmeye başlıyoruz. Makarna pişirirken aldığınız paketin üzerinde yazan dakika kadar pişirmenizi tavsiye ederim.
Bu sırada bir tencereye zeytinyağını ekliyoruz ve yağ ısındığında ince kıydığımız sarımsakları hafifçe çeviriyoruz. Bir mandolin, rende ya da bıçak yardımıyla çok ince halkalar halinde kestiğimiz kabakları da ekleyip pişirmeye başlıyoruz. Hafifçe tuz ve karabiber ile tatlandırıyoruz. Kabaklar pişerken biz de bir kaseye kremayı, yumurta sarılarını, 2 yemek kaşığı eski kaşar rendesini ekleyip tuz ve karabiber ile tatlandırıp güzelce çırpıyoruz. Pişen makarnayı güzelce kızaran kabakların üzerine alıp karıştırıyoruz. Bir parça makarna suyundan eklemeyi ihmal etmiyoruz. Makarna suyunu iyice çektikten sonra ocağın altını en kısığa getirip hazırladığımız yumurtalı krema karışımını makarnanın üzerine ekleyip hızlıca karıştırıyoruz. Burada dikkat etmemiz gereken nokta yumurtaları pişirmemek, bu yüzden ocağın altı kapalı ya da çok kısık olmalı. Birkaç kez karıştırdıktan sonra peynir de eriyecek ve makarnayı bağlayacaktır. Kabaklı Carbonara servise hazır!

Ben makarnayı servis ederken üzerine de bolca eski kaşar serptim. 
Dilerseniz, dana salam dilimlerini ince şeritler halinde kesip,
yağda kızartıp makarnanın üzerine ekleyebilirsiniz.
Afiyet Olsun :)

12 Temmuz 2015 Pazar

LEVREKLİ SPAGHETTI

Hepinize merhabalar,
Şimdi siz başlığı okuyunca "Simten bu ne ya, balıklı makarna mı olur?" diyeceksiniz ama demeyin çünkü içimdeki İtalyan ruhu biliyor ki balıklı makarna öyle de bir güzel olur ki parmaklarınızı bile yersiniz. Zaten İtalya ve özellikle Sicilya mutfağına baktığınızda sebzeli ve balıklı makarna çeşitlerini sıkça görürsünüz. Ben de bu tariflerden esinlenerek bu Levrekli Spaghetti tarifimi geliştirdim ve sonuç oldukça lezizdi. Şimdi size bu tarifin kısa hikayesini anlatacağım..
Kız kardeşim İpekten ile canımızın balık çektiği bir gün pazara gidip levrek aldık, en başta fırında levrek pişirip yanına da aldığım nane, fesleğen, maydanoz, dereotu ve diğer yeşilliklerden bir salata hazırlayacaktım ancak içimdeki İtalyan yine beni dürttü ve kendimi makarna yaparken buldum. Olmaz olmaz demeyin, deneyin ve görün çünkü bu yemek çok ama çok LEZ-ZET-Lİ !!!

Malzemeler

1/2 paket spaghetti
1 adet levrek (250-300 gr)
1 adet kabak
3 diş sarımsak
2-3 adet arpacık soğan
1 adet kırmızı chilli biberi/herhangi bir acı biber
6-8 adet çeri domates
1 yemek kaşığı kapari (isteğe bağlı)
1 yemek kaşığı Worcestershire sosu (isteğe bağlı)
3 yemek kaşığı zeytinyağı
Bir ufak kase ince eski kaşar rendesi
Bir kase ince kıyılmış nane, dereotu, maydanoz, fesleğen
Tuz-karabiber

Levreğin Hazırlanışı:

Ben levreğin iki tarafını da bolca tuz ve karabiberle lezzetlendirip az zeytinyağı döktüğüm ızgara tavamda iki tarafı da güzelce kızarana dek pişirdim. Levrek pişip soğuduktan sonra kılçıklarını ve derisini temizleyip balığı bir kenara aldım.

Yemeğin Hazırlanışı:

Öncelikle bol tuz attığımız kaynayan suya makarnayı ekleyip, hafifçe karıştırıp pişmesini bekliyoruz. Başka bir tencereye zeytinyağını ekleyip ince kıydığımız sarımsakları, soğanı, chilli biberini hafifçe kavuruyoruz. Tavla zarı şeklinde doğradığımız kabakları ve kaparileri ekleyip pişirmeye devam ediyoruz. Kabaklar biraz yumuşadıktan sonra ikiye kestiğimiz domatesleri de ekleyip tuz ve karabiber ile lezzetlendiriyoruz. Bu işlemleri yaparken yemeği yüksek ateşte pişiriyoruz, sebzelerin sulanmasına izin vermiyoruz. Worcestershire sosunu da ekleyip çektiriyoruz ve pişen makarnayı sebzelerin üzerine aktarıyoruz. Her makarna tarifinde olduğu gibi bunda da makarnanın suyundan 1/2 çay bardağı ayırmayı ihmal etmiyoruz ve makarnayla birlikte suyunu da ekliyoruz. Bu işlemi yaptığımızda makarna suyu diğer sebzelerin lezzetine karışıyor ve bu su makarna tarafından emildiğinde makarnaya da lezzet katıyor. Son olarak irili ufaklı parçalara ayırdığımız balık etlerini ve kıydığımız yeşilliklerin yarısını makarnaya ilave edip 1-2 kez karıştırıyoruz. Vee yemeğimiz servise hazır :)

Ben yemeği servis ederken üzerine kıydığım yeşilliklerden biraz daha serptim.
Ve rendelenmiş eski kaşarı eklemeyi de ihmal etmedim :)
Gerçekten çok ferah, leziz ve hafif bir makarna oluyor.
Farklı lezzetler arıyorsanız denemenizi öneririm :)

FALAFEL (NOHUT KÖFTESİ)

Herkese yeniden merhaba,
Bugün rotamızı Orta Doğu'ya çevireceğiz ve nohut köftesi yani falafel yapmayı öğreneceğiz. Belki bu yemeği daha önceden duydunuz ama içeriğinin ne olduğunu bilmiyorsunuz belki de hayatınızda ilk defa duyuyorsunuz. Aslına bakarsanız bu yemek Orta Doğu'da oldukça yaygın bir sokak yiyeceği, aynı zamanda da popüler kültür içerisinde bir vejetaryen yemeği olarak biliniyor çünkü içinde hiçbir et, süt ürünü bulunmuyor ve nohuttan yapıldığı için protein ve lif kaynağı olarak görülüyor. Bence köfteye baya yakın bir alternatif, özellikle cacıkla ya da tahinle servis edildiğinde leziz oluyor. Falafelleri dilerseniz salatalarınızın içinde küçük toplar halinde servis edebilir ya da daha iri köfteler halinde yaparak pide arasında ya da dürüm yaparak da tüketebilirsiniz. Bu kadar ön bilgilendirme yeter, sıra geldi malzemelere ve yemeğin yapılışına..

Malzemeler

1 büyük su bardağı nohut
2 yemek kaşığı un
1/2 demet maydanoz
1/2 demet taze kişniş(isteğe bağlı)
1 adet soğan
2-3 diş sarımsak
1 tatlı kaşığı susam
1 tatlı kaşığı çörekotu
Kimyon
Pulbiber
Tuz-karabiber
Kızartmak için sıvıyağ

Yapılışı:

Bu yemeğin hazırlanışı oldukça basit ancak öncelikle nohutların 1 gece suda bekletilmiş olması gerekiyor. Eğer nohutlar hazırsa ya da konserve haşlanmış nohut kullanıyorsanız direkt hazırlamaya başlayabilirsiniz ama benim size tavsiyem nohutları kuru bakliyat şeklinde satın alıp 1 gece suda bekletmeniz, haşlanmış nohut kullanmak istemiyoruz.
Nohutları, soğanı, sarımsağı, maydanozu ve varsa kişnişi robotta, karışım kum gibi olana kadar çekiyoruz. Çok fazla çekmemeye dikkat edin çünkü humus yapmak istemiyoruz, nohutlar kum taneleri gibi görünmeli. Daha sonra karışımı büyük bir kaseye alıyoruz ve içerisine baharatları, tuzu, susamı ve çörekotunu ekliyoruz. Aslında susam ve çörekotu kullanılmıyor ancak ben falafele çok yakıştırdığım için kullanıyorum, bence siz de denemelisiniz. Son olarak unu da ekleyip bir kaşıkla karıştırıyoruz ki nohutlar iyice bağlansın ve kızartırken dağılmasın.
2 adet çorba kaşığı yardımıyla falafellere şekil veriyoruz. Önce bir kaşıkla karışımdan alıyoruz ve diğer kaşıkla sıyırarak bir kaşıktan diğer kaşığa birkaç kere aktarıyoruz. Dilerseniz ellerinizle de köfte şekli verebilirsiniz ama ellerinize yapışma ihtimali var. Bunun önüne geçmek için ellerinizi ıslatabilir ya da unlayabilirsiniz.
Hazır olan köfteleri fırında yağlı kağıt üzerinde 200C' derecede pişirebileceğiniz gibi bolca kızgın yağda da kızartabilirsiniz. Bence kızartması daha makbul oluyor ama kilonuza dikkat ediyor ve kızartma yemek istemiyorsanız dediğim gibi fırında da yapabilirsiniz.
Falafellerin dışı kabuk bağlayıp turuncu-kahverengi bir renk aldığında onları bir havlu kağıt üzerine alıp fazla yağının süzülmesini bekliyoruz. Size tavsiyem falafelleri sıcakken tüketmeniz çünkü yeni piştiklerinde dışı kıtır içi yumuşak bir formda oluyor ve yemesi keyif veriyor. Eğer bekletirseniz dışı da yumuşayacaktır ve o kadar leziz olmayacaktır.

Ben kızarttığım falafelleri lavaş üzerinde servis ettim.
Her bir köftenin üzerine bir tatlı kaşığı labne peyniri koydum ve pulbiber serptim. 
Bu şekilde çok leziz oldular.

Deneyeceklere şimdiden afiyet olsun :)

10 Temmuz 2015 Cuma

KAHVALTILIK DÜRÜM

Hepinize merhabalaaar :)
Düşündüm de arada yemek tarifleri dışında kahvaltılık pratik tarifler vermek de hem sizin hoşunuza gidiyor hem de benim işime geliyor :D Bu yazımda da oldukça lezzetli, doyurucu, besleyici ve pratik bir kahvaltı fikri vereceğim. Ben böyle şeyleri genelde buzdolabında elimde kalan malzemelere bakarak doğaçlama geliştiriyorum. İçimdeki gurmenin dürtmesiyle oluyor, valla benim bir suçum yok. Neyse ben sizi daha fazla meraklandırmayayım hem belli mi olur belki hafta sonu kahvaltısı için bu tarifimden hazırlarsınız ;)

Malzemeler

5-6 adet mantar
2 adet yeşil biber
2 adet domates
5-6 dilim salam
3 yumurta
1 ufak kase kaşar peyniri rendesi
3 adet tortilla ekmeği
Zeytinyağı
Tuz-karabiber

Yumurtanın Hazırlanışı:

Pişirmeye başlamadan önce mantarları, biberleri, domatesleri ve salamları minik küpler halinde doğruyoruz. Isıttığımız tavaya önce biraz zeytinyağı sonra da sırayla biberleri ve mantarları ekleyip güzelce kavuruyoruz. Daha sonra salamları da ekleyip pişiriyoruz. Domatesleri de tavaya aldıktan sonra tuz ve karabiber ile tatlandırıyoruz ve domatesler iyice yumuşayıp suyunu çekene kadar pişiriyoruz. Yumurtaları bir kasede biraz tuz ve karabiber ile çırpıyoruz ve tavadaki malzemelerin üzerine ekleyip karıştırarak pişiriyoruz. Pişen yumurtaları 3 adet tortilla ekmeğinin ortasına eşit şekilde koyuyoruz, üzerine kaşar peynirini de ekliyoruz ve ekmekleri kenarlarından katlayıp dürüm halinde sarıyoruz. Isıttığımız ızgara tavası üzerinde ekmeklerin iki yüzeyi de kızarana kadar pişiriyoruz ve dürümleri ortadan ikiye keserek servis tabağına alıyoruz. Mis gibi erimiş kaşar peyniriyle, sebzeleriyle, salamıyla ve yumurtasıyla oldukça lezzetli ve besleyici kahvaltımız hazır :)

Süper lezzetli dürümün özgürlüğünün son saniyelerine şahit oluyorsunuz,
çünkü birkaç saniye sonra onu sonsuz bir tutsaklığa mahkum ettim, 
kısacası yedim ben onu :)

NOHUTLU BULGUR PİLAVI

Herkese merhaba,
Bugünkü tarifimde özüme döneceğim ve aslen Afyonlu biri olarak sabah akşam yiyebileceğim temel gıdalardan biri olan bulgur ile nohutlu, baharatlı bir pilav yapımı anlatacağım. Bulgur pilavı tarifi size sıradan, bilindik bir tarif gibi gelebilir ancak bu pilavı farklı kılan ufak bir ayrıntı var, o da kullandığımız bulgurun cinsi. Bildiğimiz pilavlık bulguru kullanmak yerine daha az işlenmiş, daha iri, buğdaya benzeyen, "başbaşı" ya da "başakbaşı" diye adlandırılan bulgur cinsini kullanacağız. Bu bulgur, sindirim sistemindeki tüm suyu emdiği için sindirimi yavaşlatacak ve uzun süre tok kalmanızı sağlayacaktır. Bu sebeple özellikle diyet yapanlara bu bulguru tüketmelerini öneririm. Gel gelelim şimdi tarife..

Malzemeler

1 büyük kuru soğan
3 diş sarımsak
3 adet sivri biber
4 yemek kaşığı zeytinyağı
1 tatlı kaşığı biber salçası
1 büyük su bardağı haşlanmış nohut
1 büyük su bardağı başbaşı bulgur
Kimyon
Tuz-karabiber

Yemeğin Hazırlanışı:

Yemeği hazırlamaya öncelikle soğanı, sarımsakları ve biberleri küçük küpler halinde doğrayarak başlıyoruz. Pilav tenceresine zeytinyağını ekleyip sırayla sarımsakları, soğanı ve biberleri ekleyip kavuruyoruz. Daha sonra salçayı da ekleyip biraz daha kavuruyoruz. Sıra geldi nohutu ve bulguru eklemeye, onları da koyduktan sonra kimyon, karabiber ve tuz ile çeşnilendiriyoruz ve son olarak kaynar suyu ekliyoruz. Dilerseniz bu evrede 1-2 yemek kaşığı tereyağı da ekleyebilirsiniz. Bu bulgur iri olduğu için suyu yavaş yavaş içine çekecektir, bu sebeple tencereyi en küçük ocağa, altı kısık olacak şekilde alıyoruz ve pişirmeye bırakıyoruz. Pilav piştikten sonra kapağı kapalı şekilde 15-20 dk dinlenmeye bırakıyoruz, daha sonra servis ediyoruz.

İşte ortaya çıkan sonuç tabi ki de mükemmel.
Ben pilavı kalp şeklinde bir kaseye koyup tabağa ters çevirdim,
böylece sunumu da oldukça hoş oldu.
Deneyeceklere şimdiden afiyet olsun :)


9 Temmuz 2015 Perşembe

POFUDUK PANCAKE

Herkese yeniden merhaba,
Kadim dostum Tahir'in isteği üzerine pofuduk, yumuşacık bir pancake tarifi vereceğim. Pancake temel olarak Amerikan icadı bir hamur işi olsa da artık globalize olmuş bir yiyecek. Hatta çoğu kez gittiğim otellerde, açık büfe kahvaltılarda hem yetişkinlerin hem de küçük çocukların pancake için sıraya girdiğine şahit oldum. Amerikalılar bu yiyeceği genelde tereyağı ve akçaağaç şurubuyla servis ediyorlar. Kimisi yaban mersini, ahududu ve muz ile de tüketiyor. Nutella sürüp yiyenleri de gördüm, bence her şekilde süper oluyor. Dilerseniz sadece pudra şekeri serperek de yiyebilirsiniz, yumuşak ve pofuduk dokusu zaten yeterince iştahınızı açıyor.
Pancake yaparken dikkat etmemiz gereken bazı noktalar var. Bunlardan bir tanesi hamur karışımını hazırlarken sadece birkaç kez karıştırmak çünkü daha fazla karıştırmak unun içindeki gluteni açığa çıkaracak ve Amerikalıların deyişiyle "chewy, gummy" yani sakızımsı bir dokuya sebep olacaktır ki biz bunu istemeyiz. Bir diğer nokta da kullandığımız malzemelerin oda sıcaklığında olması. Eğer soğuk malzemelerle yaparsak hamurumuz yeterince kabarmaz. Son olarak dikkatinizi çekmek istediğim bir nokta da benim bu tarifte "buttercream" kullanmış olmam. "Buttercream" süt ile süt yağının birbirinden ayrıştığı bir süt ürünü. Ülkemizde hazır olarak bulunmuyor ancak bunu evde yapmak oldukça kolay. Tarifte de anlatacağım gibi sütün içerisine uygun miktarda limon suyu ya da beyaz sirke eklediğimizde asitten ötürü sütün içinde pıhtılaşmalar olacaktır, bu şekilde biz de "buttercream" elde edeceğiz. Oh, anlat anlat yoruldum valla, en iyisi malzemelerle bir an önce başlayalım.

Kuru Malzemeler

1 su bardağı+2 yemek kaşığı un
2 yemek kaşığı toz şeker
1 tutam tuz
1 paket kabartma tozu

Sıvı Malzemeler (oda sıcaklığında)

1 su bardağından biraz az tam yağlı süt
1 tatlı kaşığı limon suyu ya da beyaz sirke
1 yumurta
1 yemek kaşığı sıvıyağ veya eritilmiş tereyağı
Birkaç damla vanilya/1 paket toz şekerli vanilin

Yapılışı:

Öncelikle kuru malzemeleri bir kapta güzelce karıştırıyoruz ve bir kenara alıyoruz. Bardaktaki sütün içerisine limon suyu/sirkeyi ilave edip 5 dk topaklanmalar oluşması için bekliyoruz. Süt hazır olduktan sonra tüm sıvı malzemeleri bir kaba alıp iyice çırpıyoruz ve kuru malzemelerin üzerine ekleyip bir çırpıcı yardımıyla karıştırıyoruz. Sadece birkaç hamlede bu karıştırma işini sonlandırıyoruz. Hamur karışımının içinde topak topak unlar kalabilir, bu bizim lehimize bir şey, endişelenmeyin ve fazla çırpmaktan kaçının ;)

Sıra geldi pişirmeye. Bir tavayı orta ateşteki ocağın üzerine alıp bir havlu kağıt yardımıyla hafifçe yağlıyoruz. Fazla yağlamamaya dikkat edin, eğer tava çok yağlanırsa pancakelerin yüzeyi eşit kızarmaz. Yapmak istediğiniz pancake boyutuna göre hamur karışımından 1-2 kaşık kadar tavaya koyuyoruz ve hamur üzerinde küçük hava kabarcıkları oluşana dek bekleyip ters çeviriyoruz. Tüm karışım bitene kadar bu şekilde devam ediyoruz. Eğer tava gözünüze çok yağsız gelirse aynı havlu kağıtla biraz daha yağlayabilirsiniz.

İşte bu da pancakelerin son hali, çok lezzetlilerdi ve harika vanilya kokuyorlardı.
Bir kısmını balla bir kısmını da nutella ve muzla yedik.
Bence siz de bir an önce denemelisiniz.

*Eğer bu tarifin videolu anlatımını da izlemek isterseniz videoyu youtube kanalımda bulabilirsiniz ya da buraya tıklayarak direkt izleyebilirsiniz, izlerseniz beğenmeyi ve yorumlarınızı paylaşmayı unutmayın :) 

*Bu tarifin hazırlanmasında bana çok yardım eden sevgili kardeşim İpekten Koyuncu'ya da çok teşekkür ediyorum :)




8 Temmuz 2015 Çarşamba

IZGARA TAVUK GÖĞSÜ

Hepinize selam olsun değerli okuyucularım,
Şimdi size öyle bir tavuk göğsü tarifi vereceğim ki bundan sonra kurumuş, saman gibi, lezzetsiz göğüs eti yemeyeceksiniz, yiyemeyeceksiniz. Hepinizin bildiği gibi göğüs eti oldukça yağsız olduğu için ve çoğu zaman uygun yöntem kullanılarak pişirilmediği için kuru ve lezzetsiz oluyor ancak bunun için de bir çözüm yolu var. Hatta ben bu yöntemle tavuktan daha da kuru olan hindi göğüs etini bile pişirdim ve aldığım sonuç oldukça olumluydu. Tavukla da mantarı çok yakıştırdığım için bu tarifte tavuk etinin yanında bir de mantar sosu yaptım, onu da anlatacağım. Önce malzemeler, sonra tarif gelsin..

Malzemeler (3 kişilik)
3 adet tavuk göğsü
1 litre su
1 kalıp dolusu buz
1 yemek kaşığı şeker
1 yemek kaşığı tuz

Marinasyon için:
Bir tutam deniz tuzu
Taze çekilmiş karabiber
Taze kekik
Zeytinyağı
*Dilediğiniz başka baharatları da kullanabilirsiniz.

Mantar Sosu için:
8 adet kültür mantarı
1/2 paket krema
2 yemek kaşığı soya sosu
2 yemek kaşığı zeytinyağı
1 diş sarımsak
Tuz-karabiber

Tavukların Hazırlanışı:

Tavuğun kuru olmaması, tüm suyunu içine hapsederek pişmesi ve içi sulu, yumuşak bir tavuk eti elde edebilmemiz için tavuk etlerini geniş bir kabın içine alıyoruz ve üzerine suyu, buzu, şekeri ve tuzu ilave ediyoruz. En fazla 30 dk olacak şekilde bekletiyoruz ve daha sonra süzüp havlu kağıt yardımı ile etleri kuruluyoruz. Marinasyon için etleri bir kaba alıp her yanını tuz, karabiber, kekik ve zeytinyağı ile sıvıyoruz. Ben tavukları pişirmek için döküm ızgara tavası kullandım. Döküm tavayı 10 dk süresince yüksek ateşteki ocakta ısıtmak gerekiyor. Etin yüzeyinin tamamı iyice tavaya değecek şekilde etleri yerleştiriyoruz ve iyice kızarıp altın sarısı renk alana dek pişiriyoruz. Etin diğer yüzeyleri için de aynı işlemi uyguluyoruz. Pişen etleri bir tahta üzerine alıp 5 dk dinlendiriyoruz bu şekilde etin suyu homojen bir şekilde etin içine yayılıyor. Daha sonra bir bıçak ile etleri bir parmak kalınlığında dilimliyoruz.

Mantar Sosunun Hazırlanışı:

Isınan tavaya önce zeytinyağını ve sarımsakları atıp kokusu çıkana dek bekliyoruz, sonra ince ince doğradığımız mantarları ilave edip kavuruyoruz. Çeşnilendirmek için çok az tuz ve karabiber ekliyoruz. Mantarların pişmesine yakın soya sosunu da ekleyip çektiriyoruz. Son olarak da kremayı ekliyoruz, yavaş ateşte 1-2 dk kıvam alması için bekleyip ocağın altını kapatıyoruz.


Yemeğin görüntüsü bu şekilde, mantar sosunu ister üzerine gezdirin ister yanında servis edin.
Ben yemeğin yanına karbonhidrat olsun diye bulgur pilavı da ekledim.

Umarım bu tarifi uygularsınız ki bence uygulayacaksınız çünkü göğüs eti severleri büyük bir çileden kurtardım, şimdiden deneyeceklere afiyet olsun :)



TAVUKLU, SEBZELİ, SOYA SOSLU SPAGHETTI

Sevgili takipçilerim hepinize merhaba,
Bugün de yanıp tutuşan makarna aşkımla size harika bir spaghetti tarifi vermeye geldim.
Bu spaghetti içindeki soya sosu sebebiyle kısmen Çin Noodle esintileri taşısa da servis etmeden önce üzerine eklediğim peynir sayesinde adeta bir İtalyan lezzetine dönüşmekte. Elbette Türklüğümden de ödün vermedim ve salatalık turşusu vasıtasıyla melez bir lezzet ortaya çıkardım. Umarım bu tarifi uygularsınız ve umarım beğenirsiniz :) Malzemelerle başlıyoruz..

Malzemeler

1/2 paket spaghetti
1 adet tavuk göğsü
1 adet kırmızı kapya biberi
1 adet kırmızı chilli biberi
1 adet yeşil biber
2 adet salatalık turşusu
Bir ufak kase ince eski kaşar rendesi
2 diş sarımsak
3 yemek kaşığı soya sosu
3 yemek kaşığı zeytinyağı
Tuz-karabiber

Hazırlanışı:

Yemeği yapmaya tavuğu, biberleri ve turşuları jülyen, sarımsakları da ince ince doğrayarak başlıyoruz. Daha sonra bir tencerede bol tuz attığımız suyu kaynatıp içine makarnayı ekleyip hafifçe karıştırdıktan sonra pişmeye bırakıyoruz.
Eti ve sebzeleri pişirmek için varsa bir wok tava yoksa da herhangi bir sote tenceresini ocağın üzerine alıp, zeytinyağını ekleyip ısınması için bekliyoruz. Önce sarımsakları ve biberleri sonra tavuk etini ekleyip tuz-karabiber ile çeşnilendirerek sulanmalarına izin vermeden yüksek ateşte soteliyoruz. Sotelenen malzemelerin üzerine soya sosunu ekleyip biraz çektiriyoruz. Bu sırada pişen makarnanın suyundan biraz ayırıp makarnayı da süzüp sebzelerin üzerine ekliyoruz. Makarna suyundan biraz biraz ekleyerek makarnanın suyla birlikte soya sosunu ve diğer malzemelerin bıraktığı bütün lezzeti çekmesini sağlıyoruz. Pişen makarnayı bir makarna maşası yardımıyla dolayarak tabağımıza alıyor, üzerini turşuyla ve peynir rendesiyle renklendiriyoruz.



İşte bu da olağanüstü lezzetli makarnamızın sunum hali.
Ben Barilla kullanıyorum, hatta bazen spaghetti yerine "spaghetti lunghi"
yani uzun spaghetti alıyorum. Pişirirken biraz zorlansam da uzun spaghetti sunum esnasında daha güzel bir görüntü sağlıyor :)

7 Temmuz 2015 Salı

KÖZLENMİŞ PATLICAN SALATASI

Merhabalar herkese,
Malum şu an yaz mevsimindeyiz, hava sıcak, insan akşam oldu mu evde durmak istemiyor. Bu sebeple ben de dün bir değişiklik yaptım, malzemelerimi topladım ve yemeğimi sahil kenarındaki piknik alanında pişirmek için yola koyuldum. Sahil her zaman olduğu gibi tıklım tıklımdı, tüm piknik masaları kapılmıştı ve insanlar mangal yakmak için hunharca çalışıyorlardı. Mangal yakmadığımız halde üzerime sinen is kokusundan hiç de hoşnut değildim ancak bu mangal çilesi bana ilham verdi ve ben de mangal etinin yanına çok yakışacak bir salata tarifi vermeye karar verdim. Aslında bu bir salatadan çok bir meze. Hali hazır mangal yakmışken de pişirmesi ve hazırlaması çok kolay. Ayrıca közlenmiş patlıcan da dünyanın en lezzetli yemeklerinden biri bence, Elbette bu tarifi uygulamak için mangal yakmak zorunda değilsiniz, ben evde fırınımın ızgarasını 250C' derecede çalıştırıp öyle közledim. Vakit kaybetmeden malzemelerle başlıyoruz...

Malzemeler

3 adet bostan patlıcanı/5 adet kemer patlıcan
3 adet kırmızı kapya biberi
6 adet yeşil biber
3 adet domates
3-4 diş sarımsak
Bir tutam maydanoz
1 çay bardağı zeytinyağı
3 yemek kaşığı sirke
Tuz-karabiber

Salatanın Yapılışı:

Öncelikle patlıcanları, biberleri, domatesleri üzerlerinde bir çatal yardımıyla küçük delikler açtıktan sonra bir tepsiye dizip fırına atıyoruz ya da direkt mangal üzerinde közlemeye başlıyoruz. Közlenen sebzelerin kabuklarını soyup bir bıçakla ince ince doğruyoruz ve bir salata kasesine alıyoruz. Üzerine dövdüğümüz sarımsakları, incecik kıydığımız maydanozu, zeytinyağını, sirkeyi ve son olarak tuzu ve karabiberi ekleyip hepsini iyice harmanlıyoruz. Ve işte oldukça leziz ve pratik salatamız hazır :)

Dilerseniz salatanın üzerini benim gibi birkaç maydanoz yaprağıyla süsleyebilirsiniz.
Afiyet Olsun :)

MONTE CRISTO FRENCH TOAST (FRANSIZ TOSTU)

Hepinize merhaba sabırlı okuyucularım,
Bugün yaşı genç öğrenci arkadaşlarımın da evde kolaylıkla hazırlayabileceği ama aynı zamanda da sıradan olmayan bir tarif vermek istedim. Fransız Tostu temel olarak bir tost ama bu tost bildiğimiz tostlardan biraz daha fazlası. Tostun içini hazırladıktan sonra onu öyle bir pişiriyoruz ki hem bir kalori bombası hem de besin deposu oluyor, neyse ben yine çok gevezelik etmeyeyim hemen malzemelerle başlayayım :)

Malzemeler (3 tost için)

6 dilim kare tost ekmeği
9 dilim kaşar/dil/cheddar peyniri
6 dilim dana jambon/salam
2 yumurta
2 yemek kaşığı süt
1 tatlı kaşığı tereyağı

Tostun Hazırlanışı:

Bu tostun içeriğinin hazırlanışı aslında oldukça basit, sadece birazcık matematik bilgisine ve biraz da hafızanızı zorlamaya ihtiyacınız var :)
Öncelikle 1 dilim tost ekmeğimizi alıyoruz, üzerine 1 dilim peynir, 1 dilim jambon, 1 dilim peynir, 1 dilim jambon ve 1 dilim peynir daha koyuyoruz ve son olarak ekmek dilimini üzerine kapatıyoruz. Böylece 3 kat peynir, 2 kat da jambonumuz oluyor. Bu şekilde toplamda 3 tane tost elde edeceğiz, umarım bu sıralama sizi zorlamaz :)
Sıra geldi tostları hazırlamaya; geniş bir kasede yumurtaları ve sütü homojen hale gelecek gibi çırpıyoruz. Daha sonra tostları dağılmayacak şekilde tutarak ekmeklerin her yanı ıslanacak şekilde yumurta banyosu yaptırıyoruz.(İngilizce'de buna "egg wash" deniyor da) Orta ısıdaki ocağımızın üzerine tavayı koyuyor, ısınmasını bekliyor ve tereyağını ekleyip eritiyoruz. Sonra tostları bu yağda arkalı önlü pişiriyoruz. Ocağın altı çok açık olmasın yoksa tereyağı yanar. Orta ateşte ara ara ters-düz ederek yavaşça pişirin ki ısı tostun içine de iletilebilsin, böylece içi süper erimiş peynir ve jambon dolgulu, acayip doyurucu tostlarımız olsun.

Gördüğünüz üzere tostun görüntüsü epey iştah açıcı.
Yapacak arkadaşlara şimdiden afiyet olsun, bu da benim size bir kıyağım olsun ;)

6 Temmuz 2015 Pazartesi

GAZİANTEP LEZZETLERİ

Tekrar tekrar tekrar merhaba,
Düşündüm ki hep pişirdiklerimden bahsedecek değilim, biraz da yediklerimden bahsedeyim. 26 Ekim 2014'te günübirlik Gaziantep'e gitmiştim. Ee konu Gaziantep olunca da insanın ilk olarak aklına kebap ve baklava geliyor. Sadece 1 günüm olduğu için yiyebildiğim kadar yedim ve hepsini fotoğraflamaya çalıştım. Ve elbette sadece yemek yemedim, Zeugma Mozaik Müzesi'ni, Bakırcılar Çarşısı'nı ve Gaziantep Kalesi'ni de gezdim. Bu yazımda size hem biraz gezi notlarımdan hem de yediğim yemeklerden ve gittiğim mekanlardan bahsedeceğim. Böylece sizin de bir gün Gaziantep'e yolunuz düşerse (ki bence düşmeli) tavsiyelerimden yola çıkarak, hayal kırıklığına uğramadan müthiş lezzetler deneyebilirsiniz.

Gaziantep'te yemek yediğim çoğu yer şehrin merkezinde toplanmıştı. Genelde yürüyerek gezdim ancak birkaç yere taksi tutmak zorunda kaldım.

1. Durak: Katmerci Zekeriya Usta
 
Gaziantep'e sabah epeyce erken saatte ulaştım. Karnım oldukça açtı ve kahvaltı için sürekli methini duyduğum Katmerci Zekeriya Usta'ya gitmeye karar verdim. Katmer çok ince açılan yağlı bir hamurun içerisine kaymak, irmik, toz şeker ve bolca toz antep fıstığı konularak yapılan, odun fırınında pişirilen bir hamur işi. İlk birkaç dilim leziz gelmişti ama sonradan beni çok baydı. Sanırım kahvaltıda şekerli şeyler tüketebilen bir insan olmadığım için. Yine de Gaziantep'e gidildiğinde kesinlikle denenmesi gerek. Zaten bir kişinin tek başına bir tane katmer bitirebilmesi de biraz zor. 1 porsiyon katmerin fiyatı 14 TL idi. Yanında da genellikle ılık süt içiliyor.

Kahvaltı eder etmez şaşkınlık içerisinde nereye gideceğimi bilemeden biraz dolandıktan sonra (çünkü saat hala çok erkendi ve birçok yer açılmamıştı) Gaziantep Kent Müzesi'ni ve Gaziantep Oyuncak Müzesi'ni ziyaret ettim. Küçük küçük birçok müze var. Hepsine ayrı ayrı zamanım yoktu. Mimari açıdan zengin Bey Mahallesi'ni de gezdikten sonra Çarşı'ya döndüm ve meşhur İmam Çağdaş'ta öğle yemeği için mola verdim. 

2. Durak: İmam Çağdaş

Burada her şeyden biraz tadabilmek için ortaya birkaç çeşit kebap söyledik; Ali Nazik, Patlıcan Kebabı, Simit Kebabı, Köfte, Fındık Lahmacun ve yanında tabiki de ayran. Yemekler, özellikle de lahmacun oldukça lezzetliydi. Kebap fiyatları 15-20 TL arasında değişiyordu, çok yediğimiz için tatlıya yer kalmadı maalesef ama merak etmeyin günü tatlıyla sonlandırmayı başardım :)

Lahmacun gerçekten bir harikaydı, bence kebaplardan bile daha lezzetliydi. 
Fındık lahmacuna göre boyutu büyüktü ve bol malzemeliydi.


Ayran sunumuna bayıldım. Bakır kaplarda ve yanında küçük bir kepçe ile getiriyorlar.
Orada ayran içmenin usulü bu :)


              İşte bu da kebapların fotoğrafı. Bilerek büyük boyutta bir fotoğraf koydum ki önce gözünüz                doysun sonra da karnınız. Kaşık salata, patlıcan salatası ve acılı ezme ikram olarak getiriliyor.

Bu kadar yemeği yedikten sonra biraz hareket etmemiz gerekiyordu. Biz de bir taksiye atladık ve Zeugma Mozaik Müzesi'ne gittik. 

3. Durak: Zeugma Mozaik Müzesi

Tarihi, eski ama şahane mozaik eserler vardı. Hatta o çok bilindik "Çingene Kızı" mozaiğinin orijinali de bu müzede bulunmakta. Gaziantep'e giderseniz kesinlikle uğrayın. 

4. Durak: Koçak Baklava

Sıra geldi biraz alışveriş yapmaya. Baklava yiyecek yerimiz olmadığı için, baklavayı satın alıp eve döndüğümüzde yemeye karar verdik. Baklava almak içinde adını çok duyduğum Koçak Baklava'ya gittik. Gerçekten de tüm tatlılar iştah açıcı görünüyordu. 1 kilo baklava ve 1 kilo antep fıstığı aldık. Sanırım her birinin kilosu 50 TL idi. 

5. Durak: Tahmis Kahvesi

Tekrar çarşı içine döndük, biraz salça, baharat ve kurutulmuş biber satın aldık ve yorgunluk kahvemizi içmek için Tahmis Kahvesi'ne oturduk. Güzel, rustik, ahşap döşenmiş eski bir mekan. Kahvesi de güzeldi.

6. Durak: Kebapçı Halil Usta

Kebapla altın vuruş yapmak için son olarak Kebapçı Halil Usta'ya gittik. Ve işte bugüne kadar yediğim tüm kebapların yalan olduğunu anladığım mekan burasıydı. Simit kebabı, kuzu şiş ve küşleme yedik. Ah o küşleme yok mu hayatımda yediğim en güzel etti. Etler zaten tam benim sevdiğim gibi kurutmadan sulu sulu ve pembe idi. Yanında getirilen kaşık salata da bir harikaydı. Fiyatlar 18-20 TL civarındaydı ve gerçekten buna değerdi :)

Kaşık Salata

Kuzu Şiş ve içinde ince bulgur bulunan Simit Kebabı

Küşleme 

İşte etin içi, pembe, sulu ve harika pişmiş :)

Burada yemeğimizi de yedikten sonra havaalanına gittik ve İstanbul'a geri döndük zaten daha fazla yemek yiyecek yerimiz kalmamıştı :))

EVDE HAMBURGER YAPIMI

Herkese merhaba,
Biliyorum daha tarifin adını görür görmez gözleriniz fal taşı gibi açıldı. Aynı şekilde ben de konu hamburger olduğunda oldukça iştahlı bir insana dönüşüyorum (gerçi her zaman iştahlı bir insanım ama) Hamburger hem çocukların hem de yetişkinlerin çok sevdiği, dışarı çıkıldığında ya da bir alışveriş merkezine gidildiğinde birçok insanın ilk tercihi olan bir yiyecek. Ancak hepinizin bildiği gibi Fast Food zincirlerinde üretilen hamburgerler pek de sağlıklı değil çünkü içerilerinde katkı maddeleri ve koruyucular bulunuyor. Aynı zamanda dondurulmuş gıda oldukları için ve sürekli aynı istasyonlarda pişirildikleri için büyük oranda sularını ve lezzetlerini kaybediyorlar, sonuç olarak eti kupkuru hatta bazen yanmış hamburgerler yiyoruz. Hamburgerin makbul olanı, köftesi sulu olanıdır. Aslında bir düşünürseniz, hamburgerlerin içine konulan onca soğan, peynir, sos gibi çeşniler olmasa hamburgerler oldukça tatsız olur. Ben de istiyorum ki okuyucularım süper lezzetli hamburgerler yesinler, bu mutluluğu onlar da yaşasın. Ve bu sebeple size oldukça lezzetli bir hamburger tarifi vereceğim ve hamburger yapmanın püf noktalarından bahsedeceğim. Bu şekilde evinizde oldukça sulu ve lezzetli hamburgerler pişirebileceksiniz. Bu tarifimle ortalama 4 kişilik hamburger elde edeceksiniz.

Bu hamburgerimde küçük boyutta ekmekler kullanmıştım.
Çiğ soğan yerine de karamelize soğan eklemiştim.
Tabi ki de 1 tane hamburgerle yetinecek değildim, 2 tane yedim :)
Malzemeler

4 adet hamburger ekmeği
600 gr orta yağlı dana kıyma
1 adet soğan
1 adet domates
3-4 adet kornişon turşu
2-3 yaprak göbek marul ya da kıvırcık
4 dilim cheddar/kaşar/dil peyniri
Ketçap-mayonez-hardal
Tuz-karabiber

Köftelerin Yapılışı:

Hamburger köftesi yaparken evde yaptığımız köfte gibi içerisine soğan, ekmek kırıntısı, baharat, yumurta vs. koymuyoruz. Hamburger köftemizi sadece kıymadan yapıyoruz, avucumuzun içinde ekmeklerin genişliğinden biraz daha geniş olacak şekilde üstten ve yanlardan bastırarak köfte şekli veriyoruz. Köftelerin ortasına yanlarına göre daha fazla bastırabilirsiniz çünkü köfte piştiğinde toparlanacak ve küçülecektir. Pişirmeden önce köftelerin soğuk olması gerekiyor. Köfteleri pişireceğimiz tavayı yüksek ateşteki ocağımıza alıp ısınmasını bekliyoruz. Bu sırada köftelerin her iki tarafına da bol miktarda taze çekilmiş karabiber ve deniz tuzu döküp elimizle hafifçe sıvıyoruz. Tavamıza az miktarda sıvıyağ döküyoruz ve köfteleri pişirmeye başlıyoruz. Tava sıcak olduğu için ve köftenin dışı tuzla kaplı olduğu için köfteler hemen kabuk oluşturacaktır. Bu kabuk etin suyunu salmasını engelleyecektir ve etin suyu ısının etkisiyle köftenin içinde kaynayacaktır. Bu şekilde sulu ve lezzetli köfteler elde edeceğiz. İyice pişip kızardığını gördüğümüzde köfteleri ters çevireceğiz ve pişen kısımların üzerine birer dilim peynir ekleyeceğiz. Diğer tarafı da kızardığında köftelerimiz hamburgeri inşa etmek için hazır olacaklar :)

Sıra geldi hamburgeri yapmaya. Dilerseniz hamburger ekmeklerinin de iç kısmına hafifçe zeytinyağı sürerek onları da bir tavada kızartabilirsiniz. Alt ekmeğimizin üzerine dilediğiniz miktarda ketçap-mayonez-hardal sürebilirsiniz. Onun üzerine marulu yaprak halinde ya da ince şeritler halinde ekleyin. Üzerine dilerseniz domates dilimini ve sonra da köfteyi koyun. Köftenin üzerine de ince kestiğiniz turşudan ve de halka kestiğiniz soğandan ekleyin. Son olarak üst ekmeğimizin de içine ketçap-mayonez-hardal sürün ve hamburgerinizi kapatın. İşte hazır, afiyetle yiyin hatta gömülün :)


Biliyorum şu an ağzınızın suyu akıyor :) Daha fazla akmasına izin vermeyin, hemen mutfağa girin ve pişirmeye başlayın! Ben bu hamburgerimde Uno'nun Jumbo Hamburger Ekmeğini kullanmıştım. Oldukça büyük ve doyurucu bir hamburger oluyor.

KABAK GRATEN

Hepinize merhaba müthiş yetenekli okuyucularım,
Bugün size Kabak Graten tarifi vereceğim. Hepimizin bildiği gibi kabak oldukça sağlıklı ve faydalı bir yiyecektir. Hem sindirim sistemini rahatlatır hem de yüksek miktarda su içerdiği için kalorisi oldukça düşüktür. Gözlemlerim sonucu fark ettim ki çocuklar kabak yemeğinden pek hoşlanmıyorlar. Bunun yanı sıra yetişkinler de kızartması ya da mücveri dışında kabak yemeği pek yemiyorlar. Sonuç olarak ben de size Kabak Graten tarifi vermeye karar verdim çünkü bu yemek görüntüsü itibariyle oldukça iç açıcı hem de lezzetli. Misafirlere de sunulabilecek, görselliği ve lezzeti ön planda olan bir yemek. Hemen malzemelere daha sonra da yapılışına geçiyorum, iyi okumalar :)

Malzemeler

Kabak için:

1 adet soğan
3-4 diş sarımsak
5 adet kabak
5 yemek kaşığı zeytinyağı
1/2 çay kaşığı toz zerdeçal
Tuz-karabiber

Beşamel Sos için:

2 tepeleme yemek kaşığı un
4 yemek kaşığı tereyağı
1/2 litre soğuk süt
Muskat rendesi
Tuz-karabiber

Üzeri için:

1 kase rendelenmiş herhangi bir eriyen peynir çeşidi

Kabakların Yapılışı:

Her geleneksel Türk yemeğinde olduğu gibi soğanı, sarımsakları yemeklik doğruyoruz ve zeytinyağında kavuruyoruz. Kabakların kabuğunu soymamanızı tavsiye ederim çünkü kabuklu pişirildiklerinde çok daha leziz oluyorlar. Ancak iyice yıkayın ve yaralı yerleri varsa bir bıçak yardımıyla o kısımları alın. Küp küp doğradığımız kabakları da tencereye ekliyoruz ve fazla sulanmalarına izin vermeden kavurmaya başlıyoruz. Tuzunu ve karabiberini de ekleyebilirsiniz. Pişmesine yakın yarım çay kaşığı toz zerdeçal ekleyeceğiz. Zerdeçal çok sarı renkte bir baharat olduğu için kabakların rengini daha da yeşil-sarı bir renge döndürecektir.

Beşamel Sosun Yapılışı:

Bir tencereye tereyağını alıp eritiyoruz ve üzerine unu ekleyip 1-2 dakika kavuruyoruz. Daha sonra yarım litre soğuk süt ekliyoruz. Burada soğuk süt kullanmamızın sebebi unun topaklanmasını engellemek. Eğer sıcak süt kullanırsanız sosunuzda topaklanmalar oluşacaktır. Bir çırpma teli yardımıyla karıştırarak kaynamasını ve kıvam almasını bekliyoruz. Daha sonra tuzu ve karabiberi ekliyoruz. Eğer bulabilirseniz muskat satın almanızı tavsiye ederim, özellikle beşamel sosa ayrı bir lezzet katıyor. Muskatın bir diğer adı da "Küçük Hindistan Cevizi" Yarım çay kaşığı kadar da muskat rendesi ekliyor ve altını kapatıyoruz.

Yemeğin Hazırlanışı:

Beşamel sosun %75'ini kabakların üzerine döküp karıştırıyoruz ve bu karışımı bir borcama alıyoruz. Kalan beşamel sosu da üzerine gezdirip en üste rendelenmiş peynirimizi ekliyor ve üzeri kızarana dek fırında ortalama 180-200C' derecede pişiriyoruz. Piştikten sonra 10-15 dk dinlendirip sonra servis ediyoruz.


Benim Kabak Graten'imin görüntüsü bu şekilde, bilmem fark ettiniz mi yemeğin oldukça sarı-yeşil renkte bir görüntüsü var, bunu zerdeçala borçluyuz.

*Eğer bu yemeği misafirleriniz için yapmayı düşünürseniz, küçük güveç kaselerinde yapmanızı öneririm. Bu şekilde tek kişilik porsiyonlar halinde daha şık bir sunum elde edersiniz.

SEBZELİ VE TAVUKLU QUESADILLA

Herkese merhaba,
Gördüğünüz gibi hızımı alamadım ve art arda tarifler eklemeye devam ediyorum. Daha önceki bir yazımda İtalyan yemeklerine tutkun olduğumu söylemiştim. İtalyan yemeklerine duyduğumki kadar olmasa da Meksika yemeklerine de büyük ilgi duyuyorum. Bu tarifimde size "Quesadilla" yapımını anlatacağım, oldukça pratik ve çok lezzetli bir yemek. Ben ilk olarak 2012 yılında Amerika, Florida'ya gittiğimde yemiştim ve çok beğenmiştim. Türkçe okunuşu "kesadiya" gibi bir şey oluyor :D Quesadilla yanında Guacamole, Salsa ve Ekşi Krema ile servis ediliyor ve bu soslarla birlikte yendiğinde çok daha leziz oluyor. Oldukça basit bir yapılışı var o yüzden sık sık evde de yapıyorum. Yapılışında "tortilla" ekmeği kullanılıyor. Tortilla daire şeklinde, bizim lavaşı andıran Meksikalılara ait bir ekmek türü. Marketlerde 10'lu paketler halinde bulabilirsiniz. Haydi hep birlikte kolları sıvayalım ve malzemelerle başlayalım.

Malzemeler

2 adet tavuk göğsü
1 adet kırmızı kapya biberi
2 adet sivri biber
1 adet soğan
2-3 diş sarımsak
3 yemek kaşığı zeytinyağı
2 yemek kaşığı soya sosu
2 kase kaşar peyniri rendesi (herhangi bir eriyen peynir de kullanabilirsiniz; dil ya da cheddar peyniri gibi)
4 adet tortilla ekmeği
Tuz-karabiber-kırmızı acı tozbiber-kimyon

İç Harcın Yapılışı:

Soğanı önce ikiye bölüyoruz daha sonra ince ince piyazlık doğruyoruz. Sarımsakları da ince ince kıyıyoruz. Biberleri ve tavuk etini de jülyen (kısa ve ince şeritler halinde) doğruyoruz. Önce soğanı ve sarımsakları, sonra biberleri ve daha sonra tavukları aynı tencerede kavuruyoruz. Malzemeler piştikten sonra isteğe göre soya sosunu ekliyoruz. Eğer soya sosunuz yoksa bu adımı atlayıp direkt baharatları da ekleyebilirsiniz. Soya sosu kullanırsanız koyduğunuz tuz miktarını biraz kısın çünkü soya sosu oldukça tuzlu bir sostur.

İç harcımız hazır olduğuna göre sıra geldi yemeğimizi inşa etmeye. Tortilla ekmeklerimizin yarısını kaplayacak şekilde kaşar peynirinden bir tutam serpiyoruz, üzerine tavuklu harcımızdan koyuyoruz, daha sonra tavuklu harcın üzerine de bir tutam peynir serpiyoruz ve ekmeğin diğer yarısını üzerine kapatıyoruz. Hazırladığımız Quesadilla'ları ızgara tavasında tortilla ekmekleri renk alıncaya ve kaşar peyniri eriyinceye dek arkalı önlü kızartıyoruz. Son olarak pişen Quesadilla'ları 4 eşit parçaya bölüp yanında dilediğimiz bir sos ile servis ediyoruz.


İşte bu da benim Quesadilla'mın son hali. Valla yerken parmaklarımızı bile yiyecektik, o derece lezizdi. Ben yanında Salsa Sosla ve Ekşi Krema ile servis ettim. Bu soslarla birlikte yediğinizde lezzetin doruklarına çıkarsınız, benden söylemesi :))



5 Temmuz 2015 Pazar

SÜPER LEZZETLİ TAVUKSUYU

Herkese tekrar merhaba,
Hali hazır risotto tarifi vermişken elimi çabuk tutup et/tavuk suyu yapımı tarifini vereyim de bu güzel lezzetlerden mahrum kalmayın istedim, hemen tarife geçiyorum ve malzemelerle başlıyorum.

Malzemeler

3-4 parça kemikli tavuk eti (kalça-but)
1 adet orta boy soğan
3-4 diş sarımsak
1 adet kereviz
2 adet havuç
2 dal taze biberiye
1 adet defne yaprağı
7-8 adet tane karabiber
1 adet kuru kırmızı sivri biber
2 litre su
Bir tutam tuz

Kerevizi ve havucu kabaca doğrayıp diğer malzemeler ile birlikte tencereye alıyoruz. Malzemelerin üzerine eklediğimiz suyun sıcak ya da kaynar su olmamasına dikkat edin, et suyu hazırlarken daima soğuk su kullanın. Ben düdüklü tencere kullandım ve yemek kaynamaya başladıktan sonra yaklaşık 45 dk boyunca pişti. Mudurnu marka tavuk kullanmıştım, daha doğal ortamda yetiştiği için kasap tavsiye etmişti. Sanırım tavuktan ötürü tavuk suyunun rengi oldukça sarıydı ama çok güzel kokuyordu. Bir süzgeç yardımıyla tavuk suyunu süzdükten sonra istediğiniz şekilde pilav, çorba ve diğer yemekleriniz için kullanabilirsiniz.


Burada da tavuk suyunun tenceredeki pişmiş halini görüyorsunuz. Yukarıda da belirttiğim gibi oldukça sarı renkliydi, belki havuçtan belki de tavuktan kaynaklanıyordu.

Siz de bu tarifimi kesinlikle deneyin ve risotto tarifime de göz atıp bu tavuk suyunu risotto yapımında kullanın, vazgeçemeyeceksiniz.

MANTARLI RİSOTTO

Herkese merhaba,
Şu ana kadar verdiğim tariflerden de anlayacağınız gibi İtalyan yemeklerine oldukça tutkuluyum. Sürekli yeni tarifler araştırıyorum ve deniyorum. Çok uzun zamandır "risotto"nun nasıl bir yemek olduğunu merak ediyordum ve denemek istiyordum ancak ülkemizde öyle her bilindik restoranda denk gelinecek bir yemek değil hem de yediğim zaman gerçek bir risotto yiyip yemediğimden emin olacak kadar donanımlı değildim. Hal böyle olunca ben de internette risottonun inceliklerini ve yapılışını araştırmaya koyuldum.

Size kısaca risottonun nasıl bir yemek olduğunu anlatayım ki sizin de merakınız geçsin hem de gözünüz korkmasın. Risotto "arborio" diye adlandırılan, bünyesinda fazla miktarda nişasta bulunduran bir pirinç çeşidiyle yapılan, kabaca bizim pilava benzeyen bir yemektir. Ancak risotto yapımında içine çok çeşitli başka malzemeler de girmektedir. Bal kabaklısına, mantarlısına, enginarlısına ve hatta bezelyelisine bile rastladım ve sonunda bana en cazip gelen mantarlı tarifi denemeye koyuldum. 

Risottoyu pişirirken normal su yerine et/tavuk suyu kullanılıyor. Ben de bulyon kullanmak istemedim ve kendi tavuk suyumu kendim hazırladım, onun da tarifine buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz. Ayrıca "arborio" pirinci ülkemizde her evde bulunmadığından ben baldo pirinç kullandım ancak şimdiden uyarayım; pilav yaparken yaptığımız gibi pirinçleri yıkamıyoruz çünkü pirinçlerin nişastasını salıp yemeğin kıvamlı bir hal almasını istiyoruz.

Ve biliyorum çok konuştum ama sizi de biraz bilgilendirmek istedim, en iyisi daha fazla uzatmadan tarife geçeyim ve malzemelerle başlayayım.

Malzemeler

1 büyük su bardağı dolusu baldo pirinç
1 adet orta boy soğan
1 parmak uzunluğu kadar kereviz sapı
8-10 adet kestane mantarı
1 ufak kase ince eski kaşar rendesi
1 yemek kaşığı tereyağı
5 yemek kaşığı zeytinyağı
1/2 su bardağı beyaz şarap
Yaklaşık 750 ml et/tavuk suyu
Tuz-karabiber


Öncelikle soğanı ve kerevizi çok küçük küpler halinde doğruyoruz. Isınan tencereye soğanı ve kereviz sapını ekleyip kızartmadan sadece renkleri değişecek şekilde orta ateşte pişiriyoruz. Sonra pirinci ekliyoruz ve birkaç dakika kavuruyoruz. Bu noktada tenceremizin altını açıyoruz ve tencere iyice ısınır ısınmaz beyaz şarabımızı ekliyoruz ve şarabın alkolünün buharlaştığını ve lezzetini yemeğe bıraktığını görüyoruz. Daha sonra küp küp doğradığımız mantarlarımızı, tuzu ve karabiberi ekliyoruz. Et/tavuk suyundan her seferde 1-2 kepçe olacak şekilde yemeğimize ekliyor ve su çekilinceye kadar karıştırarak pişirmeye devam ediyoruz. Tavuk suyunu parça parça eklediğimiz ve pirinci sürekli karıştırdığımız için yemeğimiz kıvamlı bir hal alıyor. Yemek suyunu çektikçe biz ekliyoruz ve karıştırmaya devam ediyoruz. Bazen sıkılıyoruz bazen uzaklara dalıp düşünmeye başlıyoruz ve birden yemeğin baş döndüren kokusuyla kendimize gelip tekrar su ekliyoruz. Pirinç güzelce pişene dek bu işlemi sürdürüyoruz. Yemek piştikten sonra altını kapatıp içine tereyağını ve eski kaşarı ekleyip onlar da eriyene kadar karıştırmaya devam ediyoruz. Bu işlem yemeğe ekstra bir kıvam veriyor. Son olarak tencerenin kapağını kapatıp 2-3 dakika dinlendirdikten sonra yemeğimiz servise hazır hale geliyor.

Siz sanıyor musunuz ki maceramız burada sona erdi, asıl macera yemekten ilk kaşığı aldığımızda başlıyor çünkü o saatten sonra hiçbir şeyin geri dönüşü yok. Neyse ki bu tarif ortalama 4 kişiyi doyuracak şekilde hazırlandı, baktınız hızınızı alamıyorsunuz tencereyi kapıp arka odaya kaçın derim :)


Risottonun son hali, üzerine bir yaprak fesleğen koyup biraz eski kaşar rendesi serptim, tadı gerçekten harikaydı, koyduğum bir parça kereviz sapının bile tadını alabiliyordum, ilk risottomu da evde kendim yapıp yedim, mutluyum gururluyum :D

*Yemekte şarap kullanılıyor olması sizi caydırmasın, şarap yerine su da kullanabilirsiniz ama tabi makbul olanı şaraptır zaten alkol birkaç saniye içinde buharlaşacağı için bırakın tadını kokusunu bile almayacaksınız. 

Deneyip yorum bırakmayı unutmayın :)

KREMALI VE TAZE ADAÇAYLI MAKARNA

Merhabaaa,
Biliyorum hepiniz taze makarna tarifimi denediniz ve makarnanızı nasıl pişireceğinizi öğrenmek için bu tarifi okuyorsunuz. Bu makarna tarifini uygulamak için illa taze makarna yapmış olmanıza gerek yok tabi, hazır makarna da kullanabilirsiniz. Eğer hazır makarna kullanacaksanız bu tarif için 1 paket kullanabilirsiniz. Sizi daha fazla yormayayım ve malzemelerle başlayayım.

Malzemeler:

1/2 paket krema
1 ufak kase ince rendelenmiş eski kaşar
Birkaç yaprak taze adaçayı
Birkaç yaprak taze fesleğen
Bir tatlı kaşığı tereyağı
Tuz-karabiber

Yapılışı:

Makarnayı yapmak için öncelikle bir tencerede içine bir tutam tuz attığımız suyumuzu kaynatmamız gerekecek. Kaynayan suya makarnalarımızı bırakacağız ve hafifçe bir karıştıracağız, daha fazla ellemeye gerek yok :D Taze makarnayla yaptığınızda pişme süresi hazır makarnaya göre daha kısa olacaktır o yüzden makarnanın pişip pişmediğini yakından takip edin.

Bu sırada başka bir tencereye bir parça tereyağını ekleyin ve içine adaçayı yapraklarını atın. Yağın ve ısının etkisiyle tadını ve kokusunu bırakacaktır. Dilerseniz, elinizle parçalara ayırdığınız fesleğen yapraklarını da ekleyebilirsiniz. Pişirdiğiniz makarnanın suyundan yarım su bardağı kadar ayırın, daha sonra makarnayı süzün, kesinlikle soğuk suyun altından falan geçirmeyin tüm lezzetini yok edersiniz. Kremayı tereyağının üzerine boşaltın. Daha sonra makarnayı ve ayırdığınız makarna suyunun bir kısmını ekleyin. Hafif tuz ve karabiber ile çeşnilendirin. Rendelediğiniz eski kaşarın da yarısını makarnanın üzerine ekleyin. Su, krema ve eski kaşar birleşimi ısının etkisiyle makarnayı bağlayacaktır ve makarna tenceredeki sıvıyı çekip toparlanacaktır. Makarnayı tabağa aldığınızda üzerine rendelediğiniz kaşardan arta kalanı serpin. Vee ta-taaa işte makarnanız hazır.


Ben makarnayı paneleyip kızarttığım tavuk göğsü dilimleriyle birlikte servis ettim. Dilerseniz sade de servis edebilirsiniz zaten makarna yeterince lezzetli :)

EVDE TAZE MAKARNA

Şimdi siz bu tarifi görünce diyeceksiniz ki "Yaa Simten deli misin, makarnanın paketi 1,5 TL, kim uğraşacak bu kadar.." ama ben de diyeceğim ki makarnanın paketi belki 1,5 TL ama evde kendi makarnanızı yapmanın verdiği keyif paha biçilemez ve sonra siz de bana hak verip makarna yapmaya başlayacaksınız :D Hemen malzemelere geçiyorum;

Malzemeler:

2 yumurta
150 gr baklavalık un (Sinangil markasının var)
50 gr irmik

Hamurun Yapılışı:

Kuru malzemeler bir kase içine alınır, içine yumurtalar kırılır ve bir çatal yardımıyla karıştırılır. Parça parça, kuru bir hamur elde edeceğiz, paniklemeyin :D Daha sonra hamur tezgah üzerine alınır ve yoğurulmaya başlanır. İtalyan pizza tarifindeki gibi hamur yoğurulurken hamurun bir ucu sol el ile tutulur ve diğer ucu sağ elin avuç içiyle bastırılıp ileri doğru sündürülür, geri toparlanır ve aynı işlem hamur homojen bir hal alana dek sürdürülür. Eğer hamurunuzun çok kuru olduğunu düşünüyorsanız birkaç damla su damlatabilirsiniz ancak kesinlikle daha fazlasını dökmeyin. Siz uğraştıkça zaten hamur toparlanacaktır sadece biraz kuvvet uygulamak zorundasınız, sabredin çünkü buna değecek :D Homojen hale gelen hamura yuvarlak şekil verilir ve streç filme sarılarak yarım saat dinlendirilir.

Hamur dinlendikten sonra hamurun çok daha ıslak ve yumuşak bir forma kavuştuğunu göreceksiniz. Tezgaha bir parça pirinç unu serpilerek hamur açılmaya başlanır. Eğer makarna açma makineniz varsa tabi ki kullanın ama Türkiye'de pek sık kullandığımız bir şey değil o yüzden merdane ya da oklava da işinizi görecektir. Oldukça ince bir hamur açmaya gayret edeceğiz. Mantı hamuru gibi de düşünebilirsiniz. Hamurun uygun incelikte olduğunu anlamak için başınızı yana eğip hamurun altına doğru üfleyin, eğer hamur tezgahtan yukarı doğru havalanıyorsa olmuş demektir.

Sıra geldi hamuru kesmeye.. Hamurun arasına hafifçe un serperek birkaç kat katlayıp bir bıçak yardımıyla uzun şeritler kesebilirsiniz. Şeritlerin kalınlığı size kalmış. Ben kıvrık patatesler kesmek için aldığım bıçağı kullandım, kendisini fotoğrafta görebilirsiniz. Hamuru keserken eğer katlayıp keserseniz katların birbirine yapışmamasına dikkat edin, bunun için mutlaka ama mutlaka unlayın.


Bence makarnanın şekli çok havalı oldu, biliyorum siz de bana katılıyorsunuz :D

Kestiğim bu makarnayı nasıl pişirdiğimi görmek isterseniz, Kremalı ve Taze Adaçaylı Makarna tarifime buraya tıklayarak göz atabilirsiniz..

İTALYAN PİZZA

Herkese Merhaba,
Yıl olmuş 2015, ee umuyorum ki artık pizza yemeyen yiyip de sevmeyen yoktur herhalde, eğer varsa da onlar için üzülmekten başka yapabileceğim bir şey yok :D
Bugün size halis muhlis İtalyan pizza tarifi vereceğim. Gerçekten müthiş lezzetli oluyor, tabanı çıtır, hamuru yumuşacık ama ne çok kalın ne de çok ince, siz de denediğinizde ne kadar haklı olduğumu göreceksiniz. Zaman kaybetmeden malzemelerden başlayalım;

Malzemeler

Hamuru için:
1 paket kuru maya
325 ml ılık su
500 gr un
Bir tutam tuz

Domates sosu için:
3 diş sarımsak
5 yemek kaşığı zeytinyağı
300 gr çeri domates
Tuz-karabiber

Üstü için:
Bir ufak kase ince rendelenmiş eski kaşar
140 gr. taze mozzarella peyniri (yaklaşık bir büyük top mozzarella)
5-6 yaprak taze fesleğen
Zeytinyağı

*Geriye kalan malzemeler sizin zevkinize kalmış. Ben sucuk ve yeşil biber kullandım.

Hamur Yapılışı:

Klasik her mayalı hamurun yapılışında olduğu gibi 1 paket maya 325 ml ılık suyun içine karıştırılır ve 5 dk mayanın aktive olması için beklenir. Bir tutam tuz unun içine homojen bir şekilde karıştırılır. Aktive olan mayalı su yavaş yavaş unun içine yedirilir ve yoğurmaya başlanır. Hamur biraz toparlandıktan sonra düz bir yüzey üzerine alınır. Hamurun bir ucu sol elin altına sıkıştırılır diğer ucu sağ el ile ileri doğru sündürülerek bastırılır ve bu şekilde 5 dk yoğurulur. Bu sayede hamurun içindeki nişasta ve gluten iyice açığa çıkar ve bu da hamurun pürüzsüz bir dokuya sahip olmasını sağlar.

Ve artık mükemmel pürüzsüzlükteki hamurumuz hazır. Şimdi sıra geldi hamuru eşit parçalara ayırıp mayalandırmaya. Büyük boy pizza yapmak istiyorsanız 3, orta boy pizza yapmak istiyorsanız 4 parçaya ayırabilirsiniz. Ayırdığınız hamurları yuvarlayıp hafifçe un ve irmik serptiğiniz bir tepsi üzerine alın ve üzerini nemli bir bezle örtüp en az 2 saat mayalanmaya bırakın.

Domates Sosunun Yapılışı:

Isıtılmış bir tavaya zeytinyağı ve doğranmış sarımsaklar eklenir. Sarımsakların hafif kokusu çıktığında ikiye bölünmüş çeri domatesler eklenir, tuz ve karabiber ile çeşnilendirilir ve suyunu çekip kıvam alıncaya dek pişirilir.

Pizzanın Hazırlanışı:

Mayalanan hamurun içindeki fazla hava alınır ve hamur el ile ya da eğer zorlanıyorsanız merdane yardımıyla açılır ve irmik serpilmiş bir tepsi üzerine alınır. Hamurun kenarlarını ortasına göre bir parça daha kalın bırakabilirsiniz. Sıra geldi pizzamızı inşa etmeye. Hamurun üzerine pizza sayısına göre eşit miktarda ayırdığınız domates sosundan sürülür. Öncelikle bir tutam eski kaşar eklenir daha sonra dilediğiniz malzemeler ve mozzarella peyniri konur. Son olarak pizzanın üzerine zeytinyağı gezdirilir ve fırınınızın en sıcak ayarı ne ise (turbo olmayacak şekilde) o ısıda tabanı güzelce kızarana dek pişirilir. Ortalama 15-20 dk sürecektir.

Ve artık nur topu gibi lezzetli mi lezzetli, tabanı çıtır hamuru yumuşacık bir pizzanız oldu, afiyet olsun.


Pizzanın fırına girmeden önceki hali, ben tepsi büyüklüğünde açtım ve kare bir pizza yaptım. Pizza piştikten sonra direkt saldırdığımız için fotoğrafını çekme fırsatım olmadı :/


Bu da aynı tarifle daha önce hazırladığım pizzanın pişmiş hali... 
(Nasıl canım çekti anlatamam)

Size şimdiden kolay gelsin, üşenmeyin yapın zaten bir kere yedikten sonra bir daha hiç üşenmeyeceksiniz :D