6 Temmuz 2015 Pazartesi

GAZİANTEP LEZZETLERİ

Tekrar tekrar tekrar merhaba,
Düşündüm ki hep pişirdiklerimden bahsedecek değilim, biraz da yediklerimden bahsedeyim. 26 Ekim 2014'te günübirlik Gaziantep'e gitmiştim. Ee konu Gaziantep olunca da insanın ilk olarak aklına kebap ve baklava geliyor. Sadece 1 günüm olduğu için yiyebildiğim kadar yedim ve hepsini fotoğraflamaya çalıştım. Ve elbette sadece yemek yemedim, Zeugma Mozaik Müzesi'ni, Bakırcılar Çarşısı'nı ve Gaziantep Kalesi'ni de gezdim. Bu yazımda size hem biraz gezi notlarımdan hem de yediğim yemeklerden ve gittiğim mekanlardan bahsedeceğim. Böylece sizin de bir gün Gaziantep'e yolunuz düşerse (ki bence düşmeli) tavsiyelerimden yola çıkarak, hayal kırıklığına uğramadan müthiş lezzetler deneyebilirsiniz.

Gaziantep'te yemek yediğim çoğu yer şehrin merkezinde toplanmıştı. Genelde yürüyerek gezdim ancak birkaç yere taksi tutmak zorunda kaldım.

1. Durak: Katmerci Zekeriya Usta
 
Gaziantep'e sabah epeyce erken saatte ulaştım. Karnım oldukça açtı ve kahvaltı için sürekli methini duyduğum Katmerci Zekeriya Usta'ya gitmeye karar verdim. Katmer çok ince açılan yağlı bir hamurun içerisine kaymak, irmik, toz şeker ve bolca toz antep fıstığı konularak yapılan, odun fırınında pişirilen bir hamur işi. İlk birkaç dilim leziz gelmişti ama sonradan beni çok baydı. Sanırım kahvaltıda şekerli şeyler tüketebilen bir insan olmadığım için. Yine de Gaziantep'e gidildiğinde kesinlikle denenmesi gerek. Zaten bir kişinin tek başına bir tane katmer bitirebilmesi de biraz zor. 1 porsiyon katmerin fiyatı 14 TL idi. Yanında da genellikle ılık süt içiliyor.

Kahvaltı eder etmez şaşkınlık içerisinde nereye gideceğimi bilemeden biraz dolandıktan sonra (çünkü saat hala çok erkendi ve birçok yer açılmamıştı) Gaziantep Kent Müzesi'ni ve Gaziantep Oyuncak Müzesi'ni ziyaret ettim. Küçük küçük birçok müze var. Hepsine ayrı ayrı zamanım yoktu. Mimari açıdan zengin Bey Mahallesi'ni de gezdikten sonra Çarşı'ya döndüm ve meşhur İmam Çağdaş'ta öğle yemeği için mola verdim. 

2. Durak: İmam Çağdaş

Burada her şeyden biraz tadabilmek için ortaya birkaç çeşit kebap söyledik; Ali Nazik, Patlıcan Kebabı, Simit Kebabı, Köfte, Fındık Lahmacun ve yanında tabiki de ayran. Yemekler, özellikle de lahmacun oldukça lezzetliydi. Kebap fiyatları 15-20 TL arasında değişiyordu, çok yediğimiz için tatlıya yer kalmadı maalesef ama merak etmeyin günü tatlıyla sonlandırmayı başardım :)

Lahmacun gerçekten bir harikaydı, bence kebaplardan bile daha lezzetliydi. 
Fındık lahmacuna göre boyutu büyüktü ve bol malzemeliydi.


Ayran sunumuna bayıldım. Bakır kaplarda ve yanında küçük bir kepçe ile getiriyorlar.
Orada ayran içmenin usulü bu :)


              İşte bu da kebapların fotoğrafı. Bilerek büyük boyutta bir fotoğraf koydum ki önce gözünüz                doysun sonra da karnınız. Kaşık salata, patlıcan salatası ve acılı ezme ikram olarak getiriliyor.

Bu kadar yemeği yedikten sonra biraz hareket etmemiz gerekiyordu. Biz de bir taksiye atladık ve Zeugma Mozaik Müzesi'ne gittik. 

3. Durak: Zeugma Mozaik Müzesi

Tarihi, eski ama şahane mozaik eserler vardı. Hatta o çok bilindik "Çingene Kızı" mozaiğinin orijinali de bu müzede bulunmakta. Gaziantep'e giderseniz kesinlikle uğrayın. 

4. Durak: Koçak Baklava

Sıra geldi biraz alışveriş yapmaya. Baklava yiyecek yerimiz olmadığı için, baklavayı satın alıp eve döndüğümüzde yemeye karar verdik. Baklava almak içinde adını çok duyduğum Koçak Baklava'ya gittik. Gerçekten de tüm tatlılar iştah açıcı görünüyordu. 1 kilo baklava ve 1 kilo antep fıstığı aldık. Sanırım her birinin kilosu 50 TL idi. 

5. Durak: Tahmis Kahvesi

Tekrar çarşı içine döndük, biraz salça, baharat ve kurutulmuş biber satın aldık ve yorgunluk kahvemizi içmek için Tahmis Kahvesi'ne oturduk. Güzel, rustik, ahşap döşenmiş eski bir mekan. Kahvesi de güzeldi.

6. Durak: Kebapçı Halil Usta

Kebapla altın vuruş yapmak için son olarak Kebapçı Halil Usta'ya gittik. Ve işte bugüne kadar yediğim tüm kebapların yalan olduğunu anladığım mekan burasıydı. Simit kebabı, kuzu şiş ve küşleme yedik. Ah o küşleme yok mu hayatımda yediğim en güzel etti. Etler zaten tam benim sevdiğim gibi kurutmadan sulu sulu ve pembe idi. Yanında getirilen kaşık salata da bir harikaydı. Fiyatlar 18-20 TL civarındaydı ve gerçekten buna değerdi :)

Kaşık Salata

Kuzu Şiş ve içinde ince bulgur bulunan Simit Kebabı

Küşleme 

İşte etin içi, pembe, sulu ve harika pişmiş :)

Burada yemeğimizi de yedikten sonra havaalanına gittik ve İstanbul'a geri döndük zaten daha fazla yemek yiyecek yerimiz kalmamıştı :))

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder